Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin deprem haritasını güncellemiş ve 150 olan diri fay hattı sayısı yeni haritada 500’e çıkmıştı. Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, yeni deprem haritasının yetersiz olduğunu ve ülkenin deprem potansiyelini tam olarak yansıtmadığını söyledi.
Dünyanın en tehlikeli deprem kuşaklarından birinde yer alan ülkemizde, yıkıcı depremler üretecek bir sürü fay hattı bulunuyor.
Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA), Türkiye’deki deprem gerçeğini tam anlamıyla gün yüzüne çıkarmak için yeni Türkiye Deprem Haritası yayınlanmıştı. Diri fay hatlarında yükselişin gözlenmediği haritanın gerçekçi olmadığına dair eleştiriler de gecikmedi.
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) eski öğretim üyesi Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, denizlerde bulunan ve kıyıları tehdit eden fay hatlarının haritada yer almamasının, ülkenin gerçek deprem tehlikesini yansıtmadığını söyledi.
“Bugünkü MTA diri fay haritasında Karadeniz fayı gözükmüyor. İşte eksiklik burada. Bir deprem kaynağı gözükmüyor ama deprem tehlikesi haritası bu.”
“Ben isterdim ki MTA denizdeki fayları da bu haritaya işlesin, dolayısıyla bir bütün halinde Türkiye’nin gerçek deprem potansiyelini yansıtan bir harita olsun. Ama maalesef hala denizdeki faylar MTA diri fay haritasında yoktur.”
“Örneğin 2020 yılında İzmir’de olan deprem 6.9’luk deprem, Ege Denizi içinde olmuştur. Ama o faylar yeni MTA haritasında yok, gözükmüyor. Trabzon’da olan 5.6 büyüklüğündeki Trabzon fayı üzerinde olan deprem Karadeniz fayı gözükmüyor. Dolayısıyla denizlerimizi ve kıyılarımızı tehdit eden bu fayların muhakkak surette MTA diri fay haritasında olması gerekir.”
“MTA’nın bugünkü aktif fay haritası Türkiye’nin gerçek veya toplam deprem potansiyelini tam olarak yansıtmıyor”