Trump’la birlikte küresel ekonomide yeni dönem: Korumacılık yükseliyor, bölgeselleşme derinleşiyor

“`html

Küresel Ekonomide Korumacılığın Yükselişi: Bölgeselleşme Mi Geliyor?

Son zamanlarda dünya genelinde korumacılık politikalarının artışı, küresel ekonomik sistemde önemli değişikliklere yol açabileceğini gösteriyor. Bu bağlamda, “bölgeselcilik” anlayışının ön planda olacağı değerlendirilmektedir.

Küresel ekonominin mevcut durumu ve geleceği üzerine odaklanan “Korumacılığın Yeniden Yükselişi” başlıklı inceleme, artan korumacı eğilimlerin ticaret üzerindeki olası etkilerini detaylandırıyor ve ekonomik sistemdeki dönüşümlerin ihtimalleri hakkında bilgi veriyor.

Uzmanlar, özellikle 2025 yılından itibaren ABD Başkanı Donald Trump’ın ikinci döneminin başlamasıyla birlikte, küresel ekonomik arenada merkantilist yaklaşımların yeniden ortaya çıkacağını öngörüyor.

Trump’ın uyguladığı “tarife” politikaları ve diğer ülkelerin yanıtları, küresel ticaretin serbest yapısının yerini korumacı bir anlayışa bırakabileceği algısını uyandırıyor. Bu durum, ülkeler arası ekonomik işbirliğinin azalmasına ve ticaretin daha kısıtlı hale gelmesine yol açabileceği düşüncesini destekliyor.

Analistler, son yıllardaki belirsizliklerin ve jeopolitik çekişmelerin ülkeleri daha içe dönük politikalara yönlendirdiğini kaydediyor. 2008 yılındaki finansal kriz sonrası güçlenen korumacı eğilimlerin, COVID-19 pandemisi ve ABD-Çin ticaret savaşıyla daha fazla belirgin hale geldiği ifade ediliyor.

Ülkeler arasında çizilen sınırların, yeni ticaret birliklerinin ve bloklaşmaların oluşumuna yol açabileceği de uzmanlar tarafından vurgulanmaktadır.

Büyük Ekonomilerin İşbirliği İhtimali

Ayrıca, ABD ve Çin gibi büyük ekonomilerden atılan ayrıştırıcı adımlara rağmen, bu ülkelerin kendi menfaatlerini gözeterek diğer ülkelerle işbirliği yapma olasılığı gündeme geliyor. Çin’in Güneydoğu Asya ülkeleriyle kurduğu ilişkiler veya ABD’nin ticaret alanında İngiltere’ye daha esnek yaklaşımı, bu olumlu gelişmeler arasında yer alıyor.

Ülkeler, güçlü oldukları sektörlerde rekabet avantajlarını korumaya çalışırken, zayıf olduğu alanlarda da kurulan ittifaklardan fayda sağlamayı hedefleyebilir.

Yeni Yaklaşımlar ve Çatışmalar

Marmara Üniversitesi İktisat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Babacan, mevcut gelişmelerin küresel ekonomik sistemdeki dönüşümlerin kaçınılmaz olduğunu gösterdiğini belirtti. Bu dönüşümün nasıl olacağına dair birçok senaryo mevcut.

Korumacı düşüncenin farklı gruplar tarafından farklı şekillerde algılandığını vurgulayan Babacan, bu durumun bölgeselleşme eğilimlerini hızlandırabileceğini ifade etti.

Tarihsel açıdan bakıldığında, merkantilizm ve yeni korumacılık benzer yaklaşımlar olarak öne çıkıyor. Babacan, “Merkantilizmdeki tek taraflılık, yeni korumacılık döneminde daha çok yönlü bir yapıya evrilmiştir. Merkantilizm, özünde çatışmacıdır ve devletler arası ticaret savaşlarının kökenini oluşturur,” şeklinde konuştu.

Babacan, tarihsel işleyişin merkez-çevre ilişkisi üzerine inşa edildiğine dikkat çekerek, “Günümüzde periferi güçlerinin merkezi bir rol üstlenebileceği bir yapı oluşumuna şahit oluyoruz,” dedi.

Serbest ticaretin yanı sıra korumacı tutumların da varlığını sürdürdüğünü söyleyen Babacan, 2008 sonrası dönemde korumacılık eğilimlerinin arttığını ve ABD’nin ticaret politikalarına ağırlık verdiğini belirtti.

Babacan, “ABD ile Çin arasında kısa ve orta vadede dengelerin araştırılacağı bir süreç mevcut. Çin ile ABD arasındaki rekabetin, yumuşak bir seyir izlemesi beklenmiyor,” değerlendirmesinde bulundu.

Jeopolitik çatışmalar, yeni korumacılık akımlarının sadece büyük güçler arasındaki mücadeleyle sınırlı kalmayıp, farklı coğrafyalara da yayıldığını gözler önüne seriyor. Babacan, küreselleşmenin kırılma noktalarına ulaştığını ve bölgeselleşmenin yeniden gündeme geldiğini ifade etti.

Yeni korumacılığın “bölgeselci” bir yönü olduğunu belirten Babacan, bu dönüşümün kısa ve orta vadede tek bloklu bir yapı oluşturmak yerine, çok parçalı bir hale gelebileceğinin altını çizdi.

COVID-19 gibi olayların bu sürecin şekillenmesinde etkili olduğunu belirten Babacan, “Pandemi, hem arz hem de talep yönünde ekonomik formların yeniden düşünülmesini zorunlu kıldı,” dedi.

Yerli Üretimin Artışı ve Küresel Denge

Babacan, korumacı eğilimlerin en belirgin sonuçlarından birinin, yerli üretimi destekleme isteği olduğunu ve ülkelerin yerli kapasitelerini artırma çabalarına gideceğini söyledi. Bu durum, ülkelerin küreselleşme süreçlerinde kaybettikleri güvenin geri kazanılması adına önemli bir adım olacaktır.

Ayrıca, özellikle yeşil dönüşüm temalarının bu dönemdeki kritik önemi de vurgulanmakta. Babacan, “Sürdürülebilirlik, endüstri 4.0 ve dijital dönüşümle birleşerek yeni korumacılığın bir biçimi olarak değerlendirilmelidir,” dedi.

Türkiye’nin Stratejileri ve Fırsatlar

Prof. Dr. Babacan, Türkiye’nin bu süreçte hem fırsat hem de zorluklarla karşı karşıya olduğunu kaydetti. Salgın döneminde Türkiye’nin bölgeselleşme avantajlarından faydalandığını belirten Babacan, Çin’in kısıtlamaları nedeniyle oluşan boşluğu doldurma fırsatının bulunduğunu vurguladı.

Artan taşıma ve üretim maliyetlerinin Türkiye için hem bir dezavantaj hem de avantaj olduğunu aktaran Babacan, “Türkiye, gelişmiş teknolojili ürün tedariğinde daha fazla pay alabilir. Bu bağlamda, Avrupa Birliği ile ticaretin yeniden dengelenmesi ve ürün çeşitliliği üzerine çalışmalar yapılması önemlidir,” dedi.

Bahçeşehir Üniversitesi’nden Prof. Dr. İbrahim Ünalmış ise bu süreçte dış ticarette büyük bir kapanma yaşanmayacağını belirterek, “Ülkeler birbirleriyle gerçekleştirdikleri yatırımlarla bağlıdır ve dış ticaret devam edecektir,” şeklinde konuştu.

Aynı zamanda, stratejik sektörlerde öne çıkan millileşme ihtiyacına da dikkat çekti. Bu bağlamda, ülkelerin kendi kendine yetebilir hale gelmeyi hedeflediklerini ifade etti.

“`

Related Posts

Suudi Arabistan’dan Tunus’a 38 milyon dolarlık can suyu

Suudi Arabistan, Tunus’a altyapı projelerinin hayata geçirilmesi amacıyla 38 milyon doları aşan kalkınma kredisi sağladı. Bu önemli anlaşma, Suudi Kalkınma Fonu CEO’su Sultan el Murşid ile Tunus Ekonomi ve Planlama Bakanı Dr. Samir Abdülhafız …

Kırsal yatırımlar için hibe desteği

Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) tarafından uygulanan IPARD II Programı kapsamında, Hakkâri’de kırsal kalkınmayı güçlendirecek yatırımlar artarak devam ediyor. 2024 ve 2025 yıllarında Tarımsal İşletmelerin Fizik Varlıklarına …

Deniz üstü rüzgar enerjisi, 73 milyon hanenin elektriğini karşılayacak kapasiteye ulaştı

Dünya genelindeki deniz üstü rüzgar enerjisi kurulu gücü, geçen yıl sonunda toplamda 83 gigavata ulaşarak 73 milyon hanenin elektrik ihtiyacını karşılayacak kapasiteye ulaştı.

Brent petrol yükselişte: 67,04 dolar nereye gidiyor? (27 Haziran 2025)

Dün 67,71 dolara kadar yükselen Brent petrolün varil fiyatı, günü 66,62 dolar seviyesinde tamamladı. Brent petrolün varil fiyatı, bugün saat 09.23 itibarıyla kapanışa göre yüzde 0,6 artışla 67,04 dolar oldu. Aynı saatte Batı Teksas türü (WTI) ham …

Bakan Uraloğlu: Hürmüz Boğazı kapatılırsa alternatifimiz var

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu Hürmüz Boğazı’nın kapanması durumunda Türkiye’nin sahip olduğu alternatif yolları sıraladı. Bakan Uraloğlu, “Kapatılma söylemi bile petrolde yüzde 15’e kadar fiyat dalgalanmasına sebep verdi. Türkiye’nin Irak, Azerbaycan, Rusya’dan alternatifleri var. Kısa vadede ciddi etkilenmeyiz. Alternatiflerimiz var ama birazcık zorlar” dedi.

Avrupa borsaları savunma harcamaları gölgesinde yükseldi

Avrupa borsaları, haftanın dördüncü işlem gününü genel olarak yükselişle tamamlarken, Fransa’da düşüş yaşandı. Avrupa’nın gösterge endeksi Stoxx Europe 600, yüzde 0,09 artarak 537,48 puana çıktı. İngiltere’de FTSE 100 endeksi yüzde 0,19 primle 8.735 …